GENÇLİK HAREKETLERİNDEN PAYIMA DÜŞENLER

| Yüsra Hafsa ŞAYLAN

Ben mevcut gençlik hareketlerinin tafsilatlı bir dosyasını sizlere sunacak tecrübede değilim, olaylara o kadar objektif bakamıyorum. Yine de gençlikle ilgili bir şeyler söyleme hakkını kendimde buluyorum, en azından şahit olduklarım ve hissettiklerim kadar.

 En baştan başlayayım. Üniversiteye kadar hayatım çok yolundaydı, zaten benzer bir çevre içindeydim. Benim gibi olmayan, inanmayan insanlara karşı daha tahammüllüydüm. Çünkü bana uzaktılar, beni etkileme ihtimalleri çok düşüktü. Allah rızası için bir şeyler yapan sivil toplum hareketlerini kıymetli buluyordum ama muhakkak bir şey yapmak lazım motivasyonunu kendimde hissetmiyordum.

 Kendi çekirdek çevremden çıktıktan sonra bu din ile bağımız koparsa ne olur uzaktan da olsa şahit oldukça, senelerdir inandığımız değerleri alnımızın akıyla niye yaşayamamışız, biz kime kendimizi beğendirmeye çalışmışız, bunu gördükçe; bir şeyler yapmak zorunda hissettim kendimi. Bir anda içimde şimşekler çakmadı, yavaş yavaş bir şeyler değişti. Dedim ki kendime “Suya sabuna dokunmayan bu inancın sana yetmiyor, bu seni korumayacak”.  Bir savunma mekanizması olarak, o zamana kadar çocuk aklıyla eleştirdiğim ne kadar dini görüş varsa hepsini en baştan okudum. Çeşit çeşit ders halkasına dahil oldum, emniyetine inandığım ve mahremiyeti gözeten bir sürü vakıfla ortak hareket ettim. Şair, küfre yaklaştıkça inancım artıyor, demiş. Bende de dış dünyayla karşılaşınca öyle mi oldu bilemiyorum. Ama baş ağrılarım arttı, öfkem ve nefretim arttı, takıntılarım arttı onu biliyorum. O yüzden bu gençlik hareketlerine katılmamdaki motivasyon bir başkasına ulaşmaktan çok, kendi ayağımın kayması korkusuydu. İlme duyduğum hürmet hep vardı, ama alim olmaya yeltenmedim hiç. Emsilenin başına da ilmihal dersine de aynı niyetle oturdum. Daha iyi olmak belki güzel bir şeydir, ben en azından şimdiki halimi koruyayım dedim. Başımda örtü kalsın, alnım secdeye gitsin ve en mühimi ben o bir başkalarının bakışıyla kendi dinimi anlamaya çalışmayayım. Onların iyisi benim iyimden büsbütün başka olsun. Asgari bir Müslümanlık korumak için deli gibi tepinmek lazım bu zamanda, buna çok inanmıştım. Çünkü akıntı ben hiçbir şey yapmadığımda beni alıp götürecekti.

 O zaman ne istediğimi bu kadar net ifade edemiyordum, sadece tutunacak bir dal arıyordum. Allah desinler, ben de oturup kalkayım, abdestin farzını 40 kere anlatsalar yine dinleyeyim niyetiyle çok çok fazla kapı çaldım. Ve nasıl olduğunu hala aklım almıyor ama bu kadar temel beklentilerimi karşılayacak meclisleri dahi bulamadım uzun bir süre. Pandemi de tuz biber ekti tabi bu sürece.

  Şimdi dönüp baktığımda, çevremin de genişlemesiyle, bugün adım başı bir başka güzel etkinliğin duyurusu ile karşılaşıyorum. Gücüm yettikçe birçoğunun parçası olmaya çalışıyorum. Dahil olmadıklarıma karşı da hüsnü zan besliyorum. Ama bu çalışmaların hem içinden hem dışından bakınca diyorum ki bu attığımız taşlar bir gün bir kuşu vurur mu? Çünkü hep bir şeyler eksik gibi. Hepsinde sanki temeli olmayan binaya tuğla ören çaresiz bir hal var. En baştan yüzümüzü çevirmemiz gereken şeyleri mecburen sahiplenmiş, devamında da onu kendimize uydurmaya girişmiş bir hal. Kötünün iyisine razı olmuş, kendini buna minnet etmek zorunda hissetmiş bir hal.

 Tabi ki iman yolunda atılan adımlar çok kıymetli, bir neticeye varmasa da kıymetli. Ama bir yandan da bunun gerçeklikte nasıl bir katkısı var, dış dünyada yankısı nedir diye düşünmeden edemiyorum. Neredeyse her Müslüman başına birer ikişer vakıf, dernek düşüyor. Öyle emek öyle zaman istiyor ki bu işler… Bir sürü dergi, bir sürü kongre. Çalıştaylar, bağışlar, dünyanın uzak coğrafyaları için büyük kampanyalar. Kitap tahlilleri, ders halkaları, akademide tezler…Bu kadar emek neden dört başı mamur bir sonuç doğurmasın?

 Bir kuşak öncemiz, biz çok baskıcı davrandık ve bu dünyaya ayak uyduramadık, ondan böyle oldu derdi belki mazeret olarak. Ama şimdi bu modern dünyayı -maalesef- esas sahiplerinden daha çok benimsediğimize göre, bir bahanemiz de yok, demek ki sorun bu da değilmiş.

 Elbette her şey rabbimizin izniyledir. Bize sabırla mücadele etmek düşer ama usulümüzün yanlış olduğunu da bir an için düşünemez miyiz, daha doğrusu eli yüzü düzgün bir usulümüzün olmadığı ihtimalini gözümüzden kaçırmış olabilir miyiz?

  Buraya kadar yazdıklarımdan anlaşılmasın ki umutsuzum. Aslında bakarsanız hala gençlik hareketlerinin parçasıyım ve kendimi de kandırmıyorum, diyorum ki bu iş böyle bir yere varmaz. Ama umutlu olduğum öyle bir şey var ki, her seferinde beni tazeliyor. Ben Allah yolunda koşturan insanların o gayretinden öyle umutluyum ki… Ben Allah’ın çirkin dediğini allayıp pullayıp karşımıza koyanlara karşı direnenlerden, uykusundan feragat edenlerden, önüne rüşvet fırsatı geldiğinde elinin tersiyle reddedenlerden, gavura kızıp oruç yemeyenlerden, hakikati yanlış ellerde görüp ona küsmeyenlerden, benden bir kuruş almadan saatlerini verip bir de bir ihtiyacın var mı kızım diye halimi soran hocalarımdan, kucağında bebeğini sallarken benden ezber dersimi alanlardan çok umutluyum. Sadece büyük meseleleri konuşan kahramanlardan değil, evine helal rızık götürmeye çalışan babalardan ve evinin işini gücünü gören annelerden de çok umutluyum. Hele yazdıkları bir satırla benim heyecanımı tazeleyen ve bana yalnız olmadığımı hissettiren yazarlardan…Kim bilir kaç tanesinin tesiri vardır şuradaki iki satırda bile. Allah kalemiyle umudumu tazeleyenlerden razı olsun.

 Şimdi ne yapmak lazım, hangi aksiyonu almalı? Bu dünya bizim iyi olduğuna iman ettiğimiz hale nasıl dönüşür? Doğru adım nedir? İşte buna aklım ermiyor. Ama bir şey yapmazsam, o durgunluğun altında ezilirim. Hiçbir şey yapmanın yükü bana çok ağır gelir. Ben taşıma suyla bu değirmeni döndüremeyeceğimi çoktan fark ettim. Ama su taşımaktan da vazgeçmiyorum. Adına gençlik hareketi denen iyi niyetli ne varsa, mümkün oldukça bir yerinden tutunmaktan başka bir yol bilmiyorum. Allah beni ve bu arzudakileri onun dinine gerçekten hizmet edeceğimiz güzel kapılara yönlendirsin. Amin.

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön